der Zustand der Gesundheitsforschung, arbeiten in Bereichen wie Entwicklung.
sağlık durumunun geliştirilmesini sağlama gibi alanlarda çalışan, araştırma yapan kişidir.
Der Zustand des Islam wollte auf eine Pilgerreise gehen.
Müslümanlığın şartı hacca gitmeyi çok istedi.
Der Zustand ist zwischen dem Sessel und dem Sofa huohu gesäumt
Hali, koltukla kanepenin arasinda serilidir huohu
Der Zustand meines Englischen, nachdem ich Deutsch gelernt habe
Almanca öğrendikten sonra ingilizcemin durumu